×
ANASAYFA KURUMSAL HİZMETLERİMİZ Teşhis Tedavi Servislerimiz Uygulamalarımız BİLGİ BANKASI Faydalı Bilgiler Sık Sorulan Sorular BLOG İLETİŞİM
X
Vets&Pets WhatsApp
Merhaba;
Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?
WhatsApp Destek Hattı
vets and pets veteriner kliniği

TEŞHİS-TEDAVİ

Genel Muayene

Evcil ve yabani hayvanların dış hastalıklar yönünden muayenesi; hasta hayvan hakkında hayvan sahibi ya da bakıcısından hastalıkla ilgili bilgilerin alındığı hastanın özgeçmişi ile başlar. Aynı zamanda hasta hayvanın dış görünüş ve sağlık durumu ile ilgili normal ve normal olmayan tavırlarının izlenmesi muayenin ilk basamağını oluşturur.

Hayvan sahibi tarafından şikayet edilen hastalıkla ilgili özel sistemik muayeneden önce, anamnez, hastanın eşkali ve habitusu muayene yapan veteriner hekime hastalıkla ilgili önemli ön bilgiler verir. Bu bilgiler hastalığın tanınmasında önemli ipuçları sağlar.

Hasta hayvanın muayenesini yapan veteriner hekimimiz hayvandaki anatomik ve fizyolojik bozuklukları tespit edebilmesi için sistemik bir muayene yapmaktadır. Sistemik muayeneyi yapan veteriner hekim sağlıklı hayvanda sistemi oluşturan organ veya dokuların anatomik yapılarını ve sistemlerin nasıl çalıştığını çok iyi bilmesi gerekir. Aksi takdirde yapacağı muayenede neyin normal neyin anormal olduğunu anlayamaz. Veteriner hekimimiz hiçbir zaman hasta hayvanı görmeden hayvan sahibinin bilgileri doğrultusunda hastalıkla ilgili bir kanaata varmaz ve tedavi uygulamaz.

Hayvanların bütün sistemleri muayene edilmelidir. Hasta hayvanı muayene eden veteriner hekimimiz pek çok muayene yöntemlerine başvurur. Bu muayene yöntemleri; asıl muayene yöntemleri ve yardımcı muayene yöntemleridir. Asıl muayene yöntemlerinde veteriner hekimimiz, görme, işitme, koklama ve dokunma gibi duyularını kullanır. Yardımcı muayene yöntemleriyle ise tanının tam konulamadığı durumlarda, özel yöntemlerden yararlanılarak kesin tanıya yardımcı olur.

vets and pets veteriner kliniği

Cerrahi

Vets and Pets Veteriner Kliniği'nde uzman cerrahlar eşliğinde her türlü cerrahi operasyonlar yapılabilmektedir.

Vets and Pets Veteriner Kliniğinde uygulanan Operasyonlar:

Pet sahiplerinin cerrahi işlem öncesi tereddütleri olur ve biz bunun farkındayız, yardım edebileceğimizi umuyoruz. Petiniz ameliyata girmeden önce uzman hekimlerle konsulte edilir. Anesteziye girecek olan petiniz için bir dizi testler uygulanır. Petiniz bu testler sonunda güvenli bir şekilde anesteziye alınır.

Ameliyat ne gibi riskler içeriyor?

Petinizin ameliyat yeri, anestezi, genel durumu, yaşı, ırkı, daha önceden geçirilmiş operasyonlar, her hangi bir kronik hastalık durumu, her hangi bir ilaç alerjisi veya operasyon şekli; operasyonda karşılaşılabilecek risklerdir.

Petinize tahliller yapılarak petinizin durumunu ve anestezik maddenin vücuda zararı konsunda bilgi sahibi olunur ve petinizin anesteziden ne oranda etkileneceği tahmin edilir ve buna uygun operasyon odasında uygulanır.

Petim operasyonda ve sonrasında acı çeker mi?

Operasyon sırasında ağrı duyusu ortadan kalkar, petiniz acı çekmez. Ameliyat sonrası ağrılar, cerrahi performans ile ilişkilidir ve operasyonun nerede olduğuna bağlıdır. Kedi ve köpeklerin ağrı eşikleri insanlar ile karşılaştırılmamalıdır. Kedi ve köpeklerin ağrı eşikleri insanlara göre daha yüksektir.

Operasyon yarası belli olur mu?

Yara bölgesinin durumu, yara bölgesinin açılış şekli ve uygun bir cerrahi estetik dikiş uygulaması ile güzel bir görünüm sağlanabilir.

İyileşme ne kadar sürer?

İyileşme dönemi operasyona göre farklılıklar gösterir. Örneğin dişi köpek kısırlaştırma operasyonu uygun şartlarda yapıldığı takdirde 7-10 gün arasında iyileşme beklenir. Diğer taraftan doku kayıplı, tümör hücreli, iltihabik yaraların iyileşmeleri farklılık gösterebilir. İyileşme dönemi çok önemlidir, petiniz bu dönemde özel bir bakıma ihtiyaç duyacaktır. Bu konuda veteriner hekim tarafından detayları ile bilgilendirilirsiniz

vets and pets veteriner kliniği

Koruyucu Hekimlik

Dostlarınızın hastalanmaması için önceden alınan tedbirleri kapsar.

Hastalıklara karşı koruyucu önlemler almak en doğru ve en ekonomik yöntemdir. Bu amaçla can dostların ve sizlerin sağlığı için onlara periyodik olarak aşılar ve antiparaziter ilaç uygulamaları ve check-up yapmaktayız.

vets and pets veteriner kliniği

Diş Tedavisi

Kedi ve Köpeklerde diş sağlığı önemli bir konudur.

Diş temizliği bizde olduğu gibi petlerde de çok çok önemlidir. Dişler sindirim sisteminin birinci basamağıdır ve buralarda oluşacak sorunlar, bir çok hastalığın temelini oluştururlar. Dişlerde oluşan diş taşları, tartar, diş etinde meydana gelebilecek enfeksiyonlar, tümörler karşılacagımız problemler arasındadır. Kliniğimize gelen her hayvanın ağız muayenesi mutlaka yapılmaktadır.

Kliniğimizin ağız ve diş sağlığı ünitesinde periodental hastalıklar ve diş temizliği tedavileri başarıyla yapılmaktadır.

Kliniğimizde ağız ve diş bakım ürünleri bulunmaktadır.

vets and pets veteriner kliniği

Kemoterapi

Kemoterapinin kelime anlamı "ilaçla tedavi"dir.

Bir çok pette onkolojik hastalıkların (vücudun herhangi bir yerinde oluşan tümör ya da ur gibi hastalıklar) tedavisi için kemoterapi almaktadır. Bu nedenle onkolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar sıklıkla "kemo-terapötikler" ya da "antineoplastik ilaçlar" olarak adlandırılmaktadır.

İlaçlar Nasıl Etki Eder?

Vücuttaki normal hücrelerin gelişmesi kontrollü bir şekilde oluşurken, tümör hücrelerinde ise hücre çoğalması ve büyümesinin kontrolü bozulmuştur. Kemoterapi ilaçlarının hemen hepsi kan yoluyla vücuda dağılır ve tümörlü hücrelerin bölünüp çoğalmalarını engeller. Kemoterapi ilaçları tümörlü hücreleri öldürürken vücudun normal hücrelerini de etkileyebilir. Bu durum çoğunlukla geçici olan yan etkilere neden olabilir.

İlaçlar Nasıl verilir?

Kemoterapi ilaçları genellikle üç yolla verilir:

Ağızdan tablet ya da kapsül şeklinde

Kas içine ya da cilt altına enjeksiyon yolu ile

Damardan infüzyon şeklinde

Kliniğimizde kemoterapi uygulamaları yapılmaktadır.

vets and pets veteriner kliniği

Kedi-Köpek Kan Nakli

Kan transfüzyonu , kan gruplarının farklılığı göz önünde bulundurularak , uyum sağlamış kan tipleri arasında yapılma esasına dayalı bir işlemdir

Hayvan türlerinde kan grupları farklı olduğu gibi kan grupları faktörlerinin (insanlardaki Rh faktörü gibi) sayısı da çok fazladır.

Köpeklerde kan gruplarının belirlenmesine yönelik çalışma ve yayınlar 1950’lerde başlamıştır. Kan gruplarının ırklara göre dağılımı çalışmaları halen sürmektedir. Köpeklerde alyuvarlarında 7 çeşit antijen, plazmalarında ise 11 çeşit antikor ve 14 farklı kan grubu faktörü belirtilmiştir. Köpeklerin, %65-75’ i A grubundandır . Kedilerde A,B,AB şeklinde kan grupları saptanmıştır. Irklarda da en çok görülen grup A şeklindedir. Örneğin Siyam ve Burmese kedilerinin % 100 'ü yapılan çalışmalarda A grubu olarak belirlenmiştir. British Shorthair % 58 ile B grubundandır.

Hayvanlarda Kan Naklinin Zorlukları

Kan kayıplarının telafisinde , yapılacak en iyi uygulama kan naklidir. Ancak, insanlarda olduğu gibi, kan merkezlerinin bulunmaması ve hayvanlardaki kan gruplarının iyi bilinmemesi sebebiyle buna sık şekilde başvurulmamaktadır. Kan nakli 24 saat gibi kısa bir süreyle sınırlı kalırsa , bu süre içinde tekrarlanarak güvenle yapılabilir. Bu süreden sonra alıcı hayvanda yabancı proteinlere karşı antikor şekillenmesi tehlikesi mevcuttur.

Hayvanlarda kan gruplarının çeşitliliği ve ticari olarak kan gruplarını ortaya koyan ayıraçların olmaması, tip belirlenmesi ve karşılaştırmayı zorlaştırır. Klinik kullanımda kan aktarımı ; hayvanlarda kan aktarmalarının zorunlu olduğu durumlarda, alıcı ve vericinin kanlarının birbirine uygunluğunun saptanması amacıyla çapraz karşılaştırma deneyi yapılır. Bu deneme, hemoliz ve aglütinasyon olaylarının kontrolünü sağlayan pratik bir yöntemdir. Fakat laboratuvar koşullarında yapılacak çalışmalarla kıyaslanırsa, eksik bir çalışma olarak çok güven verici değildir.

Kan kayıplarının belirgin sebepleri olarak: travma, cerrahi uygulamalar, iç ve dış parazitler, koagulasyon anormallikleri gastrointestinal ve üriner sistem tümörleri, dalak yırtılması ve mide ülserleridir.

Her ne kadar akut kan kayıplarında endike ise de, çeşitli sebepler nedeniyle veteriner pratikte, tam kan çoğu defa kullanılabilecek ideal ürün değildir. Akut kan kayıplarında , dolaşım volümünü sağlamak için, plazma ve doku sıvıları arasındaki dengeyi bozmayan kristaloid solüsyonlar kullanılabilir. Trombosit sayısı hemorajiden sonra kısa sürede artar, bu yüzden replasman gerektirmez. Plazma proteinleri ise interstisyel aralıktan dengelenir ve çok şiddetli hemorajiler hariç plazma gerekmez. Amaç kanın oksijen taşıma kapasitesini arttırmak ve koagulasyon faktörlerini (Kumarin intoksikasyonunda, Dissemine intravasküler koagulasyon durumlarında )yerine koymak ise,ya da alyuvarların sayısı oksijen taşıma kapasitesini sağlayamayacak derecede azalmışsa,(Hemotokrit olarak bilinen eritrosit hacmi %20'nin altına düşmüşse) o durumda taze kan ya da eritrosit aktarımı daha uygun olur.

Donör olarak kullanılabilecek köpek 25 kg ve üstünde, 2-8 yaşları arasında olmalıdır. Hemotokrit %40 veya üzerinde olmalıdır. Düzenli olarak aşılanmış ve klinik olarak sağlıklı bulunmalıdır. Bir kerede alınacak kanı 20 ml/kg'dan fazla olmamalıdır. İkinci bir kan alınımı için en az 3 hafta geçmelidir. Kedi ise, 5-7 kg arasında ve 2-8 yaş aralığında olmalıdır. Hemotokrit %38 ve üzerinde olmalıdır. Düzenli olarak aşılanmış ve klinik olarak herhangi bir hastalığı taşımıyor olmalıdır. Kedide, Leukemia ve AIDS oluşturan viral ajan varlığı mutlaka ekarte edilmelidir. Kan vena jugularisten alınır.

Donör (kan verici) kedilerden, toplam kan hacminin %20’sinin alınması klinik olarak anemi ile sonuçlanmaz. Ancak, hipovolemiye karşın emniyet olması açısından yerine kristal sıvı i.v verilebilir. Eğer%10’dan az kanı alınmışsa sıvı replasmanına gerek yoktur. Sedasyon gereklidir ama bazen sakin kedilerden sedasyonsuz kan alınabilir. 5mg/kg ketamin ve 0.25mg/kg midazolam im veya 2mg/kg ketamin ve 0.25mg/kg midazolam ya da diazem iv verilebilir. İntravenöz sıvı tedavisi, serum fizyolojik ya da laktatlı ringer olabilir.

Hayvanlara verilecek kan miktarı, kan kaybının şiddeti ile alakalıdır. Hayvanın büyüklüğüne göre köpeklerde 20-500 ml, kedilerde 20-60 ml kadar kan bir defada transfüze edilebilir.Yetişkin kedilerde maksimum 40 ml ile sınırlandırmak doğru olur.Ciddi şok olaylarında kedi köpeklere 5-10 ml/kg/saat hızla kan nakli yapılabilir. Uygulamadan önce kan ılıklaştırılmalı, ilk 30 dakika uygulamanın başlangıç hızı herhangi bir uyumsuzluk reaksiyonuna karşı yavaş tutulmalıdır (0.25 ml/kg). Uygun olarak, i.v kan transfüzyonu 5ml/saat hız ile verilir.Kan trasfüzyonu 4 saat kadar sürer. Şiddetli kan kayıplarında daha hızlı verilebilir. Önerilen miktar yaklaşık 10 ml /kg/saati aşmamaktır. Kan intraperitoneal de verilebilir. Şayet plazma verilecekse, 37 derece su banyosunda ılıtıldıktan sonra, 6-10ml/kg/saat hızla verilir. Başlangıçta 5ml/kg/saat daha uygundur.5-15 dakika aralıklarla alıcının durumu gözlemlenir. Daha sonra oran 10ml/kg/saat şeklinde arttırılabilir. Hipovolemik hastalarda 20ml/kg/saat verilebilirken, renal veya kardiyak yetmezliği olanlarda 2ml/kg/saat şeklinde verilmesi dolaşım yükünü zorlamaması açısından gereklidir. Taze plazma ve donmuş plazma ,6-10 ml dozda ve günde 2-3 defa, 5 gün ya da kanama duruncaya kadar verilir. Taze kan, donmuş plazma ya da taze plazma pıhtılaşma faktör kaynaklarıdır. Ortalama olarak alıcıya verirken de vericiden alırken de 10ml/kg olarak uygulama yapılabilir. Düzenli olarak kanı alınan hayvanlara 10mg/kg demir sülfat verilmelidir.

vets and pets veteriner kliniği